Beyler bu mevzu mühim. İster çocuklarla buluşmaya gidin, ister sevgilinizle, ister yıllardır görüşüyor olun, ister ilk buluşma olsun bazı kurallar var. Bu kuralların bazıları o kadar bulanık, o kadar gri bölgede ki, herkes bir arafta kalıyor iş o kuralın uygulanacağı ana gelindiğinde. Misal hesap ödeme anı. O mu ödesin, ben mi ödeyeyim, aman hesabı ben ödersem patronluk taslamış olur muyum, hesabı karşı taraf öderse incilerim dökülür mü? Bundan sonra buluşmalarda sıfır karambol ile temiz günler yaşayacağız!

Düzgün Giyin
Hatta etkilemek için giyin. Bunu her gün yapmak zor olabilir elbette ama buluşma günü mühim. Dediğim gibi “pampalarınla” dışarı çıkarken de ilk defa biriyle buluşmaya giderken de, düzgün bir kıyafet giy. Senin göstermiş olduğun bu özen karşındakine de kendisini iyi hissettirecektir. Onu da önemsediğini gösterecektir. Tabii ki arkadaşlarınla evde yırtık donlarınızla gezebilirsiniz kimse ona bir şey demiyor ama buluşmaya giderken fazladan bir adım göz çıkartmaz.

Parfümünü Kullan
Şimdi tabi daha deodorant kullanmayı alışkanlık edinememiş arkadaşlar var ortada. Onlar için öncelikle bir alıştırma dönemi olarak acilen deodoranta başlamalarını tavsiye ediyoruz. Sene olmuş 2016 hala asgari temizlik kurallarını yerine getirmemek nedir? Geri kalanlarımız parfümlerini kullanabilir. Fakat parfüm konusunda da bir uyarım var; ALLAH AŞKINA BENİ O PARFÜMLE BOĞMA BE ADAM! Hayır ben de insanım. O kadar parfümü soluduğum zaman akciğerimde oksijen alacak yer kalmıyor. Etme bize yazıktır. “Parfüm keşfedilmek içindir” diye çok güzel bir laf var. 2 fıs, sadece tenine! Sen kokusunu almayı bir süre sonra bırakacaksın çünkü bedenin öyle işliyor ama emin ol o koku orada. Kıyafetlerinin üzerine sıkmaya falan da çalışma. SAKIN!
Geç Kalma
Net! Buluşma vaktini konuşup netleştirdikten sonra geç kalma. Geç geleceksen en başından haber ver, trafik olacağını düşünüyorsan yola erken çık, uzaylı istilası olacağına dair duyumlar aldıysan alüminyum folyodan hazırladığın şapkanı çantana at (hangi çantama dersen, bu çantana). Misal benim çok sevdiğim bir arkadaşım vardır, adamın olayı söylediği saatten 2 saat sonra gelmek. O da belki. Hayır tamam birader seviyoruz seni de gecenin sonunda gelmek nedir? Gerçi son yıllarda düzeldi artık zamanında geliyor buluşmalara. Geç kalmak için ya da hiç gelmemek için bahanen çok az. Sağlık sorunlarında ya da yolda hiç beklenmedik bir durum olduğunda. Ha öyle bakarsan yolda beklenmedik durumlara da hazırlıklı olman lazım ama o başka bir konu.
.Dave abimizi üzmeyin. Geç kalmayın.
Çevreye Saygıda Bir Dünya Markası Ol
Kimse bir hödükle birlikte aynı masada oturmak istemez. Bu konunun üzerinde yeteri kadar durmuyoruz bence. Babacan şimdi iki ucu var bu işin. Birincisi çocuklarla çıktığınızda bir gaza geliyorsunuz. O sesler bir yükseliyor, eller kollar açılıyor, omuzlar kabarıyor. Anladık ortama geldiniz, çoğunluk da sizde, bütün evrim basamaklarında geçirdiğin tecrübeler bir anda devreye giriyor, ulan diyorsun alemin alfası biziz yakarız buraları. Eyvallah aslanım yakarsın tabi de, EFENDİ EFENDİ YAK! Biz de sizinle aynı mekandayız az sakin olun. Biz de muhabbet etmeye çalışıyoruz, seni dinlemek istemiyorum ki ben. Sen de beni dinlemek istemiyorsun. Gel orta yolda buluşalım, müziğin sesini baskılamayacak kadar sesimiz çıksın. Eğer müzik, konuşma sesinin çok üzerindeyse orası zaten konuşmak için uygun bir yer değildir ciğerini patlatma.
Ayrıca şu yan masaya ayarsızca sarkma muhabbetine de bir son verin. Evet senin ilgini çeken insanlar olabilir orada, içinde bir yakınlaşma yaşama isteği de duyuyorsun onu da kabul ediyoruz ama aranızda bazıları var ki çirkinleşiyorlar. Söyleyin onlara yapmasınlar. İnsanlığı, efendiliği elden bırakmasınlar. Ayrıca şu bilgiyi de iletin onlara, şimdiye kadar hiç kimse yan masaya sulu zırtlak asılarak oradan muzaffer bir şekilde dönmemiştir. Hani hadlerini aştıkları gerçeğini bir kenara bırakırsak netice de alamayacakları bir yolda ilerliyorlar. Uyarın onları.
Bir de tabi çalışanlara saygı kısmı var. O çalışanlara el kol yapanlar, “şşt, pşşt” çekenler, densiz densiz konuşanlar, hizmet sektörünün en zor işlerinden birini yapanlara saygı duymayanlar, ALLAH TAŞ EDER SİZİ! Gecenin saat bilmem kaçı olmuş, sen bir dünya içmişsin, adam orada hala ayık kafaya seni çekiyor ve sen bu adama kötü davranıyorsun. Olmaz babacım o iş. Hanımlar, beyler, yanınızda yörenizde böyle bir insan varsa uyarın onu. Sert bir dille uyarın. Ne demiş ecnebiler, size iyi ama garsona kötü olan bir insan, kötü bir insandır. Ne güzel demişler.

Hesabı Kim Ödeyecek?
Geldik zurnanın zırt dediği yere. Bunun en kolay yolu, ikili buluşmalarda, kim davet ettiyse hesabı o öder. Bu kadar basit. Hanımlar siz çağırdıysanız buluşmaya siz ödeyeceksiniz, beyler eğer davet sizden geldiyse karşınızdakinin elini cüzdanına götürmesini beklemeyeceksiniz. “Ya abi insan en azından elini çantasına sokar yaaa” diye bir argüman gereksiz ve geçersizdir. Sen çağırdıysan sorumluluk sende.
On kişi yemeğe gidiyorsanız, her koyun kendi bacağından asılır. Çift olma durumunda çift kendi hesabını halleder.
Çocuklarla buluşmaya çıktıysanız, aksi belirtilmediği takdirde, hesabı herkes kendi halleder.
İş yemeğine çıkıldığında hesap şirket tarafından ya da en üst mevkideki kişi tarafından karşılanır. (Ama sen yine de yanında ekstradan üç beş bir şey bulundur. Ne olur ne olmaz)
Tamam mıyız? Net miyiz? Neymiş? Kim davet ettiyse hesabı o öder. Bir huzur çöktü bana şu an şu netlikle.

Benim aklıma gelenler bunlar dışarıda buluşma kurallarıyla ilgili. Eğer senin aklına gelen başka şeyler varsa yorum kısmı seni bekliyor. Yok ben sana özel yazacağım diyorsan Facebook ve Twitter‘ın çok güzel mesaj özellikleri varmış diye duydum. Ama bence, sen şimdi git buluş, sabah yazarsın. Ben öyle yapacağım mesela.
