Her gün kalkıp, aynı sorunlara aynı tepkileri vererek hayatımızı yaşıyoruz. Her gün kalkıp aynı olanaksızlıklar içinde olduğumuza inanarak günü geçiriyoruz. Her gün kalkıp aynı yetersizlikleri yanımızda taşıyoruz. Neden? Çünkü seneler senesi böyle gitti, bundan sonra da değişmesinin imkanı yok diye düşünüyoruz. Peki gerçekten bu kadar katı olabilir mi yaşadığımız hayat? Gerçekten için çıkılmayacak bir fanusa koyulmuş olabilir miyiz? Yoksa bir şeyleri değiştirerek hayatımızı daha iyi noktalara taşıyabilir miyiz? Cevabını bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da bunu deneyebileceğimiz.
Hayat Tarzı Deneyleri Nedir?
“Deney: 1. isim Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe. 2. Deneyim, tecrübe” – TDK
Hayatta kalmak sandığımızdan daha karmaşık bir durum. Bu karmaşıklığın arasında genellikle kendimize hep kısa yollar seçiyoruz. Önyargılar, ön kabuller, doğrular, yanlışlar, eskiden gelen tecrübeler, anılar. Her seferinde her durumu yeniden yeniden değerlendirmiyoruz. Çünkü buna vaktimiz ve enerjimiz yok. Dolayısıyla yeni bir durumla karşılaştığımızda, önceki tecrübelerimizi tarayıp, güncel sorunun cevabına en yakın olan tecrübeyi çıkartıp onu kullanıyoruz. Karşımıza çıkan soruna has bir çözüm değil, devşirme bir çözüm getirmiş oluyoruz sadece. Şimdi bunun kötü tarafı yok. Milyonlarca yıllık evrimi iki dakikada çöpe atacak değilim. Bir sebebi var elbette bu yaklaşımımızın.
Hayatlarımız sürekli değişiyor ve biz sürekli bir önceki yılın cevaplarını veriyoruz. Çevremiz sürekli değişiyor ama biz beş yaşımızdayken aldığımız kararlarla adım atmaya devam ediyoruz. Kendi sınırlarımızı çiziyor olmaktan dolayı mutsuz değil, güvende hissediyoruz. Çünkü yine insan beyni böyle işliyor. Her gün farklı bir şey yapmak heyecan verici olsa da beyin için tercihi güvendiği çevrede yaşamak olacaktır. Bu kadar tek cümle ile anlatınca anlam kayıpları olabilir ama araştırmaları ve verileri paylaşarak sizi boğmak istemiyorum.
Şimdi hal böyleyken, sürekli aynı noktada dönüyorken biz, sürekli düşüncelerimiz aynı noktadayken, hep aynı yemekleri yerken, hep aynı cümleleri kurarken, farklı bir sonuç elde etmemiz, hayatımızı değiştirebilmemiz mümkün müdür? Ne yazık ki. Eğer biz bütün varlığımıza, bütün kabullerimize meydan okur onları inceler ve değiştirirsek ancak o zaman farklı sonuçlar elde edebiliriz hayatta. İşte deneyler burada başlar.
Deney Nasıl Yapılır?
Bilimsel metodu izleyerek deneyin nasıl yapıldığını şöyle sıralayabiliriz:
- Soru Sor: Hayatında değiştirmek istediğin ya da hayatına eklemek istediğin bir şey düşün.
- Geçmiş Taraması Yap: Kendini düşün önce. Sence ne gibi sebeplerden dolayı kötü alışkanlığa sahipsin ya da ne sebeple iyi eklemeyi yapamıyorsun. Sonra kaynak bak. İnsanlar yapmış mı? Nasıl yapmış? Nelere dikkat etmiş? Ne gibi süreçler geçirmiş vs.
- Bir hipotez oluştur: Hipotez: henüz test edilmemiş ve kanıtlanmamış bir düşünce. (Teori ile karıştırmayın bundan sonra. Çoğu zaman sokakta teori dediğiniz şey aslında hipotezdir.) “X yaparsam bence sonuç Y olur ve ben mutlu olurum” demekle başla.
- Hipotezini Test Et: Şu an itibariyle deneyin harekete geçti. Sürekli X yapacaksın bundan sonra. X neyse artık senin için. Ve ortaya çıkan sonuçları kayıt altına alacaksın.
- Sonuç Tahlili: Bir süre bu testleri yerine getirdikten sonra ortaya çıkan sonuçları toplayıp bakacaksın. Y oldu mu diye? İki cevap çıkabilir. Ya Y olmuştur ve deneyin başarıyla sonuçlanmıştır. Ya da Y yerine Z olmuştur. Z olduysa bu sefer başka bir hipotez üretip onu test etmeye başlayacaksın. Sonra da neticeye başarılı bir şekilde ulaşacaksın.
Örneklendirelim:
- Sabahları erken kalkamıyorum. Sabahları erken kalkmak istiyorum.
- Geç yatıyorum. Yattığımda hemen uyuyamıyorum. Erken yatan insanlar daha erken kalkabiliyorlar. Ben yorgun uyanıyorum.
- Eğer erken yatarsam, erken ve zinde kalkarım.
- 30 gün boyunca kesintisiz ve bahanesiz bir şekilde her gece 22:00’de yatıp sabah 06:30’da kalkacağım. – İşleme Girdi-
- Netice Başarısız. Kalkamıyorum.
- (2’ye dönüp tekrar inceliyorum. Başka bir sorun buluyorum.)
- Eğer yattığım gibi uyursam ve kaliteli uyursam dinlenmiş bir şekilde kalkarım.
- 30 gün boyunca kesintisiz ve bahanesiz olarak odamı havalandırıyorum. Gece boyunca bir pencereyi açık bırakıyorum. Yattığımda uyuyamama sebebim odamın sıcak ve havasız olması olabilir.
- Başarıya ulaşıyorum. Artık erken kalkabiliyorum.
Bu şekilde doğru cevabı bulana kadar gitmesi gerekiyor deneylerin.
Bundan Sonra Sen de Bir Bilim İnsanısın
- Hayatını bir laboratuvar gibi görüyorsun. Her alanı teste tabi tutabilirsin. Beslenme alışkanlıklarından, konuşmana, düşüncene, yeni yetenekleri öğrenme hızına hatta başka insanların “yaptım ben” dediği şeylerin doğruluğunu görmeye kadar her şeyi test edebilirsin.
- Çıkan sonuçlardan korkmuyorsun ve yılmıyorsun. Hayatın hep güllük gülistanlık olmadığını ziyadesiyle iyi öğrendik şimdiye kadar. Dolayısıyla yaptığın deneylerde de bir anda başarıya erişememe ihtimalin olduğunu unutma. Ancak bu senin yılmana sebep olmasın. Eğer yeteri kadar inat edersen doğru soruna ve dolayısıyla doğru çözüme ulaşacağından emin ol.
- Sabır timsalisin. Her gün, aksatmadan, hile yapmadan bu deneyleri yapacak gücün var. İnatla, adım adım yapacaksın. Hafta sonu, tatil, bayram, seyran demeden çözüme ulaşmak için bu deneyleri sabırla yapacaksın. Yaparken de sinirlerinin bozulmamasını sağlayacaksın.
- Hep farklı soruları soracaksın. Kendini, düşüncelerini ve sorularını kısıtlamayacaksın. Her soruda, cevaba bir adım daha yaklaşacaksın. Soru sormaktan çekinmek yerine daha farklı soruları sorabilmek için farklı açılardan bakacaksın deneyine.
- Açık fikirli olacaksın. Böylece karşına çıkan cevapları rahatlıkla görebileceksin. Eski düşüncelerinin olmazlarına, yapamazsınlarına kulak asmayacaksın. Bildiklerini de sorgulayarak kendini daha iyiye yöneltmek için elinden geleni yapacaksın.
- Başarısız olanın sen değil, deneyinin bu etabı olduğunu bileceksin. “Erken kalkmaya çalışacağım” dedikten sonra kalkamazsan sen başarısız olmuşsun gibi hissedersin. Ama “Erken kalkma deneyi yapıyorum. Şu şekilde deneyeceğim. Sonuçlarına bakacağız.” dediğin zaman erken kalkamazsan deneyinin bir aşaması başarısız olur. Sen değil. Farklı bir yol çizerek devam edersin deneylerine. Böylece kendinde sürekli bir güç bulabilirsin.
Cam Tavanı Kıralım!
Cam tavan teorisi aslında farklı bir konsept. Profesyonel hayatta, belirli azınlıkların – çoğunlukla kadınların -, önünde olan görünmez bir bariyeri tanımlıyor. Ancak anlamı biraz daha genişletirsek, kimse kırılmazsa tabi bu sürede, hepimizin kendi cam tavanları olduğunu görüyoruz. Ve işin kötü tarafı o cam tarafın dışında hep istediğimiz şeyler var ama biz X olduğumuz için, ya da Y’miz eksik olduğu için ya da ailemiz bize Z’yi vermediği için o isteklerimize ulaşamıyoruz.
Evet belki gerçekten bugünden yarına altımıza en lüks arabaları çekecek, milyar milyor milyur dolarları banka hesabına atacak değiliz. Size kalkıp yayın evlerinin pompalamaya doyamadığı inan-olsun, düşün-gelsin, yattığım yerden evimde para ağacı çıksın yöntemi sunmuyorum. Kendimizi değiştirmek ve daha farklı noktalara ulaşabilmek adına kendimizi bir deney hayvanı yerine koyup, sınırlarımızı zorlayana hatta kırana kadar çalışmaktan bahsediyorum. Bunların sonunda hiçbir şey olmasa dış dünyaya dair, sen yine de kendini olmak istediğin insana bir adım daha yaklaştırmış olacaksın.
Şu anda devam eden bir deneyin içindeyim. Daha sonralarda da sırayla test edeceğim deneyler var. Onları paylaşırım yine. Senin ekleyeceğin, çıkartacağın bir şeyler varsa 30 gün boyunca bana ulaştırmaya çalış. Olmazsa hipotezi değiştir. Yok dersen yorum at, Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden ulaştır.
[mailerlite_form form_id=8]