Malum bizim ülkemizde yüzünü yıkayan adama bile bakımlı erkek deniyor. Hele deodorant, parfüm falan kullanıyorsa iyiden iyiye bakımlı olduğunu kabul ediyoruz. Bu skalanın bir diğer tarafı ise çılgınca bakım malzemeleri alıp onlarla vakit geçirmek. Ancak ikisinin de ortasında geniş ve yeşil bir düzlük var. Abartmadan bakımlı olup, ortalama çıtasını biraz yukarı taşıyıp, biraz da bu işten keyif alabileceğimiz bir noktaya gelmek mümkün.
Burun/kulak kılı alma makinesi
Şimdi bu genç arkadaşları çok bağlamıyor. Fakat bir yaştan sonra o burun kılları kendini serin rüzgarlara, gün ışığına, özgürlüğe doğru atıyorlar. Bu noktada onların başını kesecek bir yardımcıya ihtiyaç duyuluyor. Bir burun kılı alma makinesi ile bu derdin önüne geçebilirsin. Ufak bir makas da olur ama yani artık teknoloji gelişti 30 40 liraya bile bu makinelerden alman mümkün. Söz konusu eğer kulak kıllığı ise, ki malumunuz bu ailenin erkeklerinde taşınan genetik bir mirastır, ikisini bir arada yapan cihazlardan alıp kulağın kıllarını da yok edebilirsin. Bu tarz kırpılma işlemleri için sadece ayda bir gittiğin berberine güvenmemek lazım.
Cep tarağı
Eskiler hep yanlarında tarakları ile geziyordu. İster saçını düzeltmek olsun, ister bıyığını ya da sakalını her zaman yanında bir tarakla gezmekte fayda var. Yani sabah saçı sakalı şekil yapıp çıktıktan sonra gün içinde onların öyle kalmasını beklemektense en başından bir garanti alıp çıkmak daha akıllıca. Üstelik sıkılırsan da anında zurnaya dönüştürüp (“ne işim var ulan benim Bodrum’da”) takılabilirsin. Daha ne olsun.
Tıraş seti
Her gün tıraş olanların aklına şu soru muhakkak gelmiştir: “Her sabah kendi suratımı jiletliyor olmamın mantıklı bir açıklaması var mı?”. Şimdi tıraş olayına yabancılaşıp baktığın zaman garip bir durum var ortada. Yüzünü yıkayıp, köpükleyip, jilet atıyorsun kendine. Garip bir ritüel. Ergenliğin ilk safhalarında eğlenceli ve ilgi çekici bir etkinlik iken tıraş olmak yıllar içinde sıkıcı ve anlamsız bir hal alıyor. Zira tüm tüketim alışkanlıklarımızda olduğu gibi tıraş olmak noktasında da hızlı tüketime geçtiğimizden beridir hiçbir keyfi yok bu işin. Ama işte biraz daha keyifli hale getirmek için bazı çözümler var. Bunlardan bir tanesi de, yine eskilerin çok kullandığı, setlerden birine geçiş yapmak. İlla afili olmasına gerek yok setinin. Kendine özen gösterdiğini bilsen yeter. Yani şöyle düşün eğer tıraş olmanın bir keyfi olmasaydı, dedem 80 yaşına kadar neden hafta sonu ve tatiller dahil her sabah tıraş oluyordu. Sabahları yüzüne sıcak ve yumuşak bir fırçanın değmesi, soğuk ve sert bir köpüğü ellerinle vahşi bir şekilde yüzüne sıvamandan daha iyi hissettirecektir seni. (Ne övdüm yalnız arkadaş. Bu kadar övmem diyordum ama demek içimde kalmış.)
Cilt bakım ürünleri
Şu maddeyi okuyup da tüyleri diken diken olmayacak erkek sayısı çok azdır bizde. “Cilt bakımı ne ya” cümlesi en hafifi olmakla birlikte giderek artan dozajlarda karşı duruşlar gelir. Bendeniz de öyle aman aman cilt bakımı ile ilgili birisi değilim. Seneler içerisinde çeşitli dönemlerde farklı ürünleri alıp deneyip, iki üç kullanmadan sonra ürün bozulana kadar elimi sürmemişmdir. Zira hem sıkıcı hem de o bakım ürünü dünyasına girince işin içinden çıkamıyorsun. Onu kullan o peeling yapsın, bunu kullan sonra yüzünü yıka, sonra üstüne muhakkak şundan sür, haftada bir bunu yap, evden çıkmadan şunu al falan. Yazarken bile içim sıkıldı. Bunun yanında da senelerce düşünmüşümdür, neden bu canını yediğimin kozmetik firmaları tek bir ürün yapıp da bizi bu dertten kurtarmıyorlar. Tamam elbette yaşasın çok çeşitli ürünler, yaşasın kar gelişi falan ama yani günün sonunda daha basit bir ürün daha büyük kitlelere yayılabilirdi. Neyse ki Lab Series yapmış böyle bir ürünü de derdimize derman oldu. Hepsi bir arada olan ürünleri var. Onu da yapıyor ötekini de yapıyor, derdi yok tasası yok.
Dudak bakımı
Hazır cilt bakımıyla coşkuyu vermişken dudak kremleri ile de tempoyu yukarıda tutalım. Kış geliyor malum, bu da demek oluyor ki soğuk havalar, kuruyan ve çatlayan dudaklar. Güzel görünüp görünmemesini geçiyorum rahatsız edici de bir hissi var bu çatlak dudakların. Eyvallah, yol ortasında ruj sürer gibi bir imaja sahip olmak sorun yaratabilir ama cebinde bir tane bu arkadaşlardan varsa kimse seni görmezken de tık tık iki dakikada sürebilirsin. Parlak da değil, çilek kokulu falan da değil. Kimse anlamaz bile.
Koku
Koku diye genelledim zira bunun içine bir ton ürünü sıkıştırabiliriz. Parfüm olur, tıraş sonrası olur, sakallıysan sakal yağları olur. İnsanların aklında kokunla kalabilirsin. Bu da eğer iyi bir koku ise seni güzel hatırlamalarına, rahatsız edici bir koku ise de tatsız hatırlamalarına sebep olur. Kendini hiç o topa sokmadan güzel bir parfüm al kendine ne kolayı. Kurban olayım ama kendine eziyet edip gidip de açık parfüm falan alma. Az para biriktir git güzel bir parfüm al. Cildine de yazık sana da yazık.
Seyahat çantası
Bu kadar ürününün olduktan sonra da tatile falan giderken evde bırakacak halin yok herhalde. Yanında gezdirmen için bir çantaya ihtiyacın olacak. Zira artık eski bakkal poşetlerine doldurarak götürmek olmaz. Bunun pahalısı da var uygun fiyatlısı da var. Hangisi bütçene uyuyorsa ona göre yap bir güzellik kendine al bir tane. Ben senelerdir kullanıyorum farklı çantaları. Hatta geçenlerde Docker’s’tan bir tane hediye gelmişti üstüne afiyet onu da bayıla bayıla kullanıyorum. Ayrıca normal zamanlarda da bütün eşyaların bir arada olsun diyorsan evde de kullanabilirsin.