Geçen hafta hobilerden hobi beğenip satranç ile ilgili bir yazı çıkarmıştım. Altına da Castin Biğbır haklı isyanıyla gelip “ …Bir Brad Pitt olayım istiyorum, böyle köpeğim Jackie ile mataramla kaslı kollarımla güneş altında bir outdoor hobim olsun istiyorum. Eşim bana “Hafta sonu yanına beni de al!” desin istiyorum. Bu konuda da yardımcı olabilir misiniz?…” dedi. Şimdi ne yapalım kıralım mı adamı? Sırada bir değişiklik yapıp önceliği doğa sporlarına veriyorum dolayısıyla bu hafta. Steril bir hayat sürmek isteyen arkadaşlar sağda müsait bir yerde inebilir, üstünü başını kirletmek isteyenlerle devam edelim.
(Tehlike uyarısı: Burada okuduklarından gaza gelip “ben yaparım ya” diye coşup kendini kaptırma hemen. Önce eğitimini al sonrasında yap. Önce güvenlik, önce eğitim. Tek başına yapamayacağın şeyler olsa da yine de gaza gelme kültürüne sahip bir ülke olduğumuzdan uyarma ihtiyacı hissediyorum.)
Tüplü Dalış (SCUBA)
Hazır yaz ayları yavaş yavaş gelirken su sporlarından öncelikli olarak bahsetmekte fayda var. Tüplü dalışın ne olduğunu az çok biliyorsundur zaten. Sırtına basınçlı hava ile doldurulmuş tüpü alıp suya atlıyorsun sonra da dünyada yaşayacağın en acayip deneyimlerden bir tanesini yaşamaya başlıyorsun. Az çok denizle ilgin varsa, yazlığa gidip maske-palet-şnorkel denize atlamak keyif veriyorsa eğer dalgıçlıktan alacağın keyfi başka hiçbir şeyden alamazsın.
Dalgıçlar genel olarak kafalı insanlar oldukları için bir defa çok keyifli bir takımla birlikte olacaksın. Nerede olduğunun hiç önemi yok. Ülkenin dört bir yanında farklı dalış noktalarına giderek hem yeni yerler görmüş olacaksın, hem yeni dostluklar kazanacaksın, hem de elbette farklı sualtı manzaralarına hayran kalacaksın. Bodrum’da resif dalışında aklını yitirip, Kaş’a gittiğinde batıklara dalmanın lezzeti hiçbir şeyde yok. Öte yandan yurt dışında da dalınması gereken noktaları kovalarken bir bakmışsın dünyayı geziyorsun.

Nasıl Dalgıç Olunur? Tüplü Dalışa Nasıl Başlanır?
Dalmaya niyetlendikten sonrası aslında çok da zor değil. Öncelikle bir eğitim kurumu ya da bir dalış teknesi buluyorsun kendine. Misal İstanbul’daysan Türk Balıkadamlar Kulübü var, Kaş’a gidersen Apollo Diving var, Bodrum’a gidersen Aquapro Dive Center var mesela. Başka aradığında da bulursun bunlar bir fikir versin diye burada. Tekneye gittikten sonra zaten sana çok sıcak yaklaşır oradakiler, hiç yabancılık hissetmezsin. Sonrası şu şekilde ilerler;
- Keşif (discovery) Dalışı: Tanışma dalışı gibi düşün bunu. Kısa bir tanıtım ve eğitimin ardından eğitmen ile birlikte 5-6 metre derinliğe inip kısa bir tur yapılır. Zehri orada alırsın zaten eğer o zamana kadar zehirlenmediysen dalış aşkıyla. Suyun altındaki rahatlığına bakarsın, ilk defa farklı bir şekilde nefes almanın deneyimini yaşarsın, balıklara hayret edersin (onlar da sana hayret eder büyük ihtimalle) sonra çıkarsın. Hayırlı olsun ilk dalışını yaptın şu anda.
- Dalış Eğitimleri: Keşiften sonra eğer devam etmeye karar verirsen eğitimleri almaya başlayacaksın. PADI, CMAS, SSI gibi kurumların bir tanesinin eğitimini tamamlayıp, sertifikanı alman gerekiyor. Bu konuda zaten seni yönlendireceklerdir. Bu eğitimler sınıf sınıf gidiyor. Misal PADI ve CMAS eğitimlerinde önce üçer aşama dalgıçlık eğitimi var, sonra PADI için bir ara kademe var (divemaster), sonrasında eğitmenlik eğitimleri başlıyor.
- Dalış Eğitimler Ne Kadar Sürüyor?: 1* dalıcı (CMAS) ya da Open Water Diver (PADI) eğitimleri yalan olmasın 1 hafta falan sürüyor. Yapman gereken belirli sayıda dalışlar var. Onları tamamlıyorsun. Su altında ihtiyacın olan temel bilgileri, suyun altında dengede kalabilmeyi, acil durumda ihtiyacın olabilecek temel hamleleri, suyun altında vücudunun nasıl çalıştığını falan öğreniyorsun. Sonrasında bol bol tatbikatını yapıyorsun bunların. Sonra da sınavına girip sertifikanı alıyorsun. Bu seviyede dünyanın her yerinde geçerli olacak şekilde maksimum 18 metre derine dalabilme iznin oluyor. Sonrası 2* dalıcı ya da Advanced Open Water Diver eğitimi alarak keyfini katlayabiliyorsun. Bu sefer artık gece dalışı eğitimleri, batık dalışı, su altı kurtarma eğitimleri gibi farklı eğitimlerden geçiyorsun ve dalış yasal sınırın 35 metreye yükseliyor. Olaylar olaylar. Bu eğitim ilk eğitimden biraz daha uzun sürüyor. Hem teorik kısmı hem pratik kısmı bir nebze daha yorucu ama o kadar eğlenceli ki yorulmayacağına eminim bu sırada.
- Şahsi not: Ben 2* eğitimimi Türk Balıkadamları Kulübü (gerçi o zaman adı Balıkadamlar Spor Kulübü idi) aldım. Teorik eğitimleri hafta içi akşam saatlerinde yapıyorduk, pratik eğitimleri de hafta sonu çözüyorduk. Yani öyle işine gücüne etkisi olmayacak bu tarz bir aktivitenin.
- Sırf yaz aylarında mı yapabilirim? : Yani yaz aylarında yoğun olarak yaparsın orası net. Ama ben gayet aralıkta falan da dalışa gittiğimizi biliyorum. Hatta 2* eğitimini Kasım ayında falan yapmıştık. Meşhur geyik gibi, “kötü hava yoktur, yanlış kıyafet tercihi vardır.” sualtında da yine durum aynı. Daha kalın kıyafetler, gerekirse içlikler, eldivenler falan derken suyun soğuğundan korunabiliyorsun. Sıkıntı karaya çıkınca başlıyor asıl.

Maddi Durum Değerlendirmesi
Gelelim bu işin parasına puluna. Şimdi öncelikle senin aklına eğer şu soru geldiyse hemen çözelim. Ekipmanları ilk baştan almana gerek yok. En azından teknelerde dalış yapacaksan gerek yok diyeyim. Birçok teknede zaten ihtiyacın olan her türlü malzeme mevcut. Islak elbisende onlar tarafından karşılanıyor, paletin de, BCD’de (bu yelek gibi bir şey giyiyorlar ya tüpün bağlı olduğu, onun adı. Buoyancy Controlling Device – Denge Yeleği) her şey onlardan. Hijyen konusunda dev pimpirikli isen bilemiyorum ama benim bildiğim teknelerin birçoğu gayet net temizliyorlar ürünleri her akşam. Elbette bu yola baş koydum, bu ürünler benim olsun dersen kimse seni durdurmaz. Öte yandan bazen almak durumunda da kalabilirsin ürünleri. Bahsettiğim 2* eğitiminde bize aldırmışlardı mesela kendi ekipmanlarımızı. Dev masraf çıkmıştı o zaman. İşime yaramadı mı ama? Yaradı tabi, o da ayrı konu.
Onun dışında eğitimler biraz tuzlu gelebilir başta ama gözünü korkutmasınlar elinin altında böyle bir sertifika olmasına değer gerçekten. Dalış başına ücretler de o kadar uçuk değil. Tabi her noktanın fiyatları birebir aynı değil ama yani yine 60 liradan başlıyor dalış başına fiyatlar diyelim. Kimi tekneler günlük fiyat verir 2 dalış yaparsın, kimi tekne dalış başına ücretlendirme yapar istersen 2. dalışı yapmazın falan. Konuşursun onların hepsini tekneye gidince.

Genel Değerlendirme: Bak dostuma tavsiye edeceğim bir aktivite bu. Hiç düşünme yap derim. Manitasyon durumu varsa onu da al tekneye götür. Dalmasa bile tekne sefası yapar.
Kaya Tırmanışı
Suyla pek aram yok diyenleri şöyle alalım. Kaya tırmanışı vakti zamanında dağcılığın alt dalı olarak kabul ediliyorduysa da günümüzde başlı başına bir spor. Doğal ya da yapay kaya duvarlarına tırmanılan bir aktivite. Farklı türleri var kendi içinde Bouldering, Top-Rope, Serbest Stil falan diye gidiyor. İşin içine girdikten sonra bu terimlerle daha fazla haşır neşir olursun zaten.
Bu sporun belki de en güzel taraflarından bir tanesi yapay bir duvarda, kapalı ortamda da yapabilecek olman. Yaz kış farketmeksizin rahatlıkla gidip tırmanışını yapabileceğin merkezler mevcut. Benim bildiklerim yine İstanbul’da ama muhakkak farklı şehirlerde de vardır ya da oluşacaktır. Yine dalgıçlar gibi burada da tırmanışçılar ya da dağcılar keyifli insanlardan oluşuyor. Bir defa birçoğu öncelikle üniversitelerinin dağcılık kulüplerinde başladıkları için belirli bir sosyallik ve bilgi seviyesinde olan insanlar oluyor. [Kırılmaca gücenmece olmasın ama aralarında bazı çok hırt tipler de vardı onları ayrıca işleriz bir mevzu olarak. Kendini sadece yaptığı tek bir hobi ile tanımlayan insanların egosu gerçekten beni öldürüyor. Duvarda çok iyi, ya da dansta çok iyi ama onun dışında iki muhabbeti olmayan, adabı oturmamış insanlarla muhattap olmak kadar eziyetli bir şey yok benim için. Sen öyle olma kurbanın olayım.]
Kaya Tırmanışına Nasıl Başlarım?
İlk defa yapacağın bir spor olarak düşünürsek öncelikle kendine bir mekan bulman gerekiyor. İstanbul’da aklıma gelen iki yer var biri Boulderistanbul, diğeri Boulderhane.
- Gittiğin zaman kısa birkaç temel bilgi alıp kendini basit bir duvarda deneyebilirsin. Düz duvara tırmanma şakası yapmayalım rica ediyorum. Eğer arkadaşlarınla gidersen, ki tavsiye ederim zira ben ilk seferinde tek başıma gitmiştim bir süre sonra dev baymıştım, keyfin daha da katlanır.
- Sonrasında da eğitim almak kalıyor. Bu sefer giriş eğitimleri o kadar sert ve uzun soluklu değil. Yapay duvar eğimini aldıktan sonra aldığın yere göre eğitimini sonrasında seni Ballıkayalar’a götürüp orada gerçek kayaya tırmanabilirsin. Bunun akabinde zaten artık istediğin zaman tırmanabilir bir hale geliyorsun. Ama tabi yine en çok yapacağın şey yapay duvar tırmanışı olacaktır şehir hayatında.
- Güzel de bir takımın olursa eğer birlikte tırmanabildiğin yapay duvarlara gidip birbirinize rotalar verip tatlı tatlı rekabetin canını yiyebilirsiniz. Ayrıca birkaç saat tırmanıştan sonra ne uyku problemin kalır ne sinir stres. Kaymak gibi olursun.

Maddi Durum Değerlendirmesi
İlk gittiğinde zaten sana gerekli her şeyi sağlıyorlar. Ayakkabı da kiralıyorlar. Kafalar rahat. Sonrasında ben almak istiyorum eğer dersen de alabilirsin dalışa nazaran daha uyguna gelir alacağın her şey. Ayrıca eğitimleri de sonraki tırmanış fiyatları da o kadar masraflı değil. Bugün karar verip yarın gitsen gidersin o bütçede düşün. Hiç göz korkutacak bir tarafı yok maddi olarak. Sonrasında sen bozarsan kendini onu da alayım bunu da alayım diye bilemem tabi.

Genel Değerlendirme: Güzel bir arkadaş tayfasıyla çok büyük keyif alabileceğin bir aktivite. Tek başına da gidip kafanı boşaltabileceğin bir spor. Ölümcül masrafları da yok. Daha ne olsun kuzum? Hemen yap.
Skydiving
Çünkü karada spor yapmanın suyu çıktı! Henüz deneme fırsatı bulamadım bu işi ancak aklımda yapacağım. Yamaç paraşütü yapmak bile deli keyifliyse uçaktan atlamak daha da keyiflidir diye tahmin ediyorum. Nedir dersen bu iş, bildiğin sırtında paraşütünü takıp uçaktan atlıyorsun. Sonra da paraşütü açıp inişini gerçekleştiriyorsun. Bu süre içinde vücut sıvılarına hakim olabilirsen eğer dev keyif seni bekliyor demektir. Gerçi ben çok emin olamıyorum kendi adıma bu hakimiyet konusunda.

Skydiving’e nasıl başlarım? Nasıl Paraşütle Atlarım?
Eskiden bu tarz işler yoktu bizim ülkede. Ya da vardı ama ben bir türlü bulamıyordum. Bildiğim bir yer Eskişehir’deki paraşüt okulu mu ne vardı, ama orada skydiving yapılmıyordu. Bahsettiğim tabi neredeyse 10 sene öncesi falan, belki daha fazla. Şimdi bulduğum yer Skydive Efes. Bir ara cesaret toplarsam gideceğim. 4000 metre yükseklik diyor adam, uçak diyor, paraşüt diyor. Nasıl olacak arkadaş bu iş? Önce yine tek bir atlayışla keyif alabileceğin yapılar var sonrasında da eğitim süreci başlıyor. Çok farklı değil yine olaylar.
- Tandem Atlayış: Dakika bir gol bir seni herhalde uçaktan tek başına atmayacaklar. 15-20 dakika kısa bir eğitimden geçiyorsun önce. Sonra eğitmen ile birbirinize bağlı bir şekilde uçaktan atlıyorsunuz ve bütün kontrolü eğitmen üstleniyor. Sana da çığlık atıp bildiğin duaların tamamını okuduktan sonra manzaranın ve havada olmanın keyfini çıkarmak kalıyor.
- Zehri aldıysan ve eğitim istiyorsan o zaman Skydive Efes sana eğitim de sunuyor. Serbest düşüş eğitimini aldıktan sonra yeterli sayıda atlayışı tamamlaman gerekiyor ki FAI (Uluslar arası Havacılık Federasyonu) A sınıfı lisansına sahip ol.
- Bu lisansla dünyanın her yerinde atlayışlara katılabiliyorsun.

Maddi Durum Değerlendirmesi
Biraz pahalı. Yani tam olarak fiyatları paylaşmamışlar ancak Tandem atlayış fiyatı 450 lira civarında bir de üstüne video kayıt falan istersen ekstra maliyeti olacak (zira tandemdeki eğitmen hariç birisi daha atlayış yapacak seninle) falan derken 600 700 liraya geliyor sadece atlayışın. Gittisi kaldısı derken hesap şişiyor. Ancak ne var ki her gün yapacağın iş olmadığı için bir seferlik göze alınır. Sonrasında eğitim fiyatını bulamadım. Ama tahminim o da çok hesaplı değildir. Ve fakat eğitim aldıktan sonra yapacağın atlayışların çok uygun fiyatlara düştüğünü duymuştum. Bir konuşma esnasında geçmişti 50 liralardan falan bahsediliyordu. Yine tabi teyit etmek gerekir ama mümkün duruyor.
Genel Değerlendirme: Skydiving’e zart diye gitmek adamı biraz titretir. Ondan önce sahil kasabalarına gittiğin zaman bir yamaç paraşütü yapmayı dene. Fethiye, Kaş falan taraflarında mesela. Havada olmak hoşuna gittiyse bir adım sonrası olarak muhakkak yapılmalı. Masraflı iş tek seferlik olarak ama yani buraya kadar gelmişiz bir uçaktan da atlamayalım mı? Atlayalım.
Kampçılık
Burası artık “aksiyona doydum, işim olmaz” diyenler için. Kampçılık kadar keyifli hobi yoktur. Çadırını, tulumunu, matını alıp çıkarsın yola, gidersin doğanın orta göbeğine kurarsın kampını, keyfine bakarsın. Dilersen sakin bir koy bulursun, olmazsa ormanda bir yer, ya da bir kamp alanına gidersin, kafanı dinlersin. Şimdiye kadar kamp yapıp da pişman olana rastlamadım.
Kötü malzemelerle gidersen sefillenirsin ama en başında biraz paraya kıyarsan çok rahat edersin. Ha direkt olarak deli paralar yatırmana da gerek yok tabi. Önce git kamp alanlarından kirala, sonra giriş seviyesi bir çadır al, sonra bak bakalım seviyor musun bu işi. Yok eğer sevmezsen küçük odanın içinde sonsuza kadar “belki bir ara tekrar kampa giderim” diye beklettiğin bir çadır haline gelip de yer kaplamasın. Kamp yerine göre ateşini yakarsın, yanında sandalye götürdüysen (ki götürmekte fayda var) oturursun bir güzel, derken denizin kıyıya vurma sesi gelir kulaklarına. Ne dert kalır ne tasa yemin ederim. Ayrıca doğada kısıtlı imkanlarla kaliteli bir tatil yapmak büyük çaba gerektirir. Sırf bu çaba bile sana yukarıda bahsettiğimiz sporlarla aynı keyfi verecektir.
Şimdi dedim ya çadırın şöyle olsun böyle olsun diye. Diyeceksin nereden alayım ben, sen de haklısın. Ben bu anlamda Decathlon’dan gayet memnunum. Kendime oradan spor için bir ton malzeme aldım. Gerçi çadırını falan almadım ama yani neticede x ürünü iyise, y ürünü de iyidir mantığından yola çıkarak aldığım hiçbir ürününde de sıkıntı yaşamadım. Hal böyle olunca çadırları, koltukları falan için de benzer şeyleri düşünüyorum. Bir bakmaktan zarar gelmez derim. Kafana göre, farklı seçenekleri de var hem. Sonra vay ben bulamadım, vay ben kampa çıkamayacak mıyım hiç diye sızlanma.

Senin eklemek istediğin şeyler varsa bana ulaştır onları dikkate alırız. Yapacağın şey çok basit, Hugo programındaki küfreden çocuğu bulup ona sor, o benim yerimi biliyor. Olmazsa yorum atabilirsin, Facebook ya da Twitter üzerinden yazabilirsin.
[mailerlite_form form_id=8]