Şimdiye kadar iki farklı “Hobi Gibi Hobi Seçme Kılavuzu” hazırladım (Birincisi burada, ikincisi burada). İkinciyi yazdıktan sonra da bir ziyaretçi dedi ki arkadaş bu kadar üstünkörü yazma şu işi. Tabi ben o tepkiyi alacak kadar ilgi göreceğini bilmediğim için bir tatlı derleme yapıyordum kendi halimde ama gelen çağrıya da kafamı çevirecek değilim. Bu sebeple kılavuzlarda olan bütün hobileri tek tek irdeleyip, incelemeye söz verdim. Şimdi de bu sözümü yerine getirmek için ilk sıradaki hobiyle başlıyorum. Varsa şekliniz, satranç oynamaya bekleriz.

Satranç Nedir?
“Şah mat dediğin nedir ki gülüm. Ben senin için oynamayı göze almışım. Rok yapmak nedir ki gülüm. Ben senin için oynamayı göze almışım” – Bobby Fischer
Satranç, iki kişinin oynayabildiği, 8×8 64 kareye sahip olan, her oyuncunun on altışar ve birbiriyle aynı olan taşa sahip olduğu bir oyundur. Her oyuncunun taşları bir Şah, bir Vezir, iki Fil, iki At, iki Kale ve 8 adet piyondan oluşur. Bütün bu taşlar birbirinden farklı hareketlere sahiptir. Oyunun amacı da rakibin Şah taşını hareket edebilmesini önleyerek mat etmektir. Bu hareketsizlik hali haricinde taraflardan biri oyundan çekilebilir ya da bazı durumlarda berabere kalınabilir.
Tarihi eskiye dayanıyor bu oyunun. 7. yy’da ortaya çıktığına inanılan oyun son halini kurallarıyla birlikte 19. yy’da alıyor ve standardize ediliyor. Ondan sonra da zaten dünya şampiyonaları başlıyor.
90’lı yılların sonunda televizyon izleyip, gazete okuyan herkesin bildiği meşhur bir satranç ustası bize Terminator filmlerinin çok da imkansız olmadığını gösterdi. 97 yılında Kasparov, ünlü bilgisayar Deep Blue ile bir müsabaka yaptı ve kaybetti. İlk defa bir bilgisayar, bir insanı yenmişti. Sonrasında bu tarz insan-bilgisayar turnuvaları devam etti. En son bildiğim kadarıyla akıllı telefonlara yüklenen yazılımlar ortalığı kasıp kavuruyordu. (Sonra vay efendim robotlar dünyayı ele geçiremezmiş, öyle saçmalık mı olurmuşmuşmuş. Yahu cep telefonu diyorum, dünyanın en zeki insanlarını harcıyor, senin benim hiç şansımız yok öyle bir kıyamette.)

Satranç Organizasyonları
Satranç, uluslar arası olarak bir üst yapı tarafından korunmaktadır. FIDE (uluslar arası satranç federasyonu), ülkelerin kendi satranç federasyonlarının bağlandığı ve dünya şampiyonalarını yapan bir kurum. Bizim ülkemizde de Türkiye Satranç Federasyonu (www.tsf.org.tr) ulusal federasyon olarak bulunmakta. Lisanslı sporcu olmak, yarışmalara katılmak, yeni başlarken bilgi almak için güzel bir nokta. (Ayrıca sitelerinde şöyle çok güzel bir etkinlik olduğunu gördüm http://kadinlar2016.tsf.org.tr/ . Sponsorlarından bir tanesi Arzum markası. Diğer sponsorlar bir şekilde işin içinde olan markalar olduğu için çok dikkat çekmiyor (ama yine de yaptıkları iş için teşekkürler), ancak Arzum markasından beklenmeyen bir performans görüyoruz. Tebrikler, tebrikler, tebrikler)
Satranç Unvanları
Şimdi satrançla ilgili kaynakları okurken, satranç oyuncularının başında GM, FM falan gibi kısaltmalar göreceksin. Bunların ne olduğunu da hemen söyleyelim. Malum satranç bir spor ve turnuvaları, puan sistemi falan var. Bu kısaltmalar da kişinin aldığı puanlara göre sahip olacağı dereceler. Grandmaster (GM – Büyükusta) en üst seviye unvandır. Sonrasında International Master (IM – Uluslararası Usta), FIDE Master (FM) ve Candidate Master (CM – Usta Adayı) unvanları gelir.

Satranç Oynamaya Nasıl Başlanır? Nasıl Satrançta Ustalaşılır?
Bu kadar allayıp pulladıktan sonra işin özüne geri dönelim. Şimdi bir defa hepimizin bildiği gibi satranç kolay bir oyun değil. Ama kolay olmaması demek bu oyundan zevk alamayacağın ya da ustlaşamayacağın anlamına gelmiyor. Kimse demiyor sana bugün satranç takımı al yarın da GM olarak karşımıza çık diye. Sabır ve sebat ile kendine çok keyifli bir hobi edineceksin.
- Bir defa işe taşları tanıyarak ve hareketlerini öğrenerek başla. En önemli nokta burası. Piyon nasıl gidiyormuş, efendim At nasıl hareket ediyormuş bunları iyice bir sindir. Çeşitli kaynaklar var bu konuyla ilgili dolayısıyla sana burada kalkıp nasıl oynayacağını göstermek bana düşmez.
- Temel hareketlere hakim ol. En passant (geçerken alma) nedir, Rok nedir bunları iyice sindir. İşine yarayacaklar zira.
- Sonrasında basit şah mat hamlelerini çalış. Aptal Matı, Çoban Matı ve Temel Matları iyice öğren. Şah ve Şah – Vezir ile nasıl mat edilir, Şah ve Şah – Kale ile nasıl mat edilir falan bunları çalış. Dediğim gibi kaynaklar gani. Bu matları ezbere yapabiliyor olduktan sonrası gerisi yokuş aşağı bir yol.
- Oyun kurmayı öğrenmeye başla. Farklı taktikler geliştirip rakibini nasıl sıkıştıracağını öğrenmeye başlaman gerekiyor. İhtimal o ki eğer bir önceki maddede yazılanları yaptıysan rakibin de bunları yapmıştır. Dolayısıyla sen Şah – Vezir matı yapmaya çalışırken o da bunu önlemeye çalışacaktır. Bu noktada senin oyunu yönlendirip onun defansını kırabiliyor olman gerekiyor.
- Açılışları iyice öğren. İlk birkaç hamle oyunun geleceğini tayin ediyor. Bu noktada ustalaşarak ilk hamlede oyunu kazanabilirsin. Amatör oyuncuların kullandığı açılışlar rakipler arasında ezbere yapılır. Bu sırada eğer ortaya bambaşka bir açılış koyarsan rakibin senin oyununu çözemeden onu mat etmiş olursun.
- Satranç notasyonunu öğren. Bunu öğrenmek iki sebeple işine yarayacak. Bir tanesi hem kendi oyunlarını kaydedip sonrasında tekrardan gözden geçirebilirsin. Böylece hangi hamleden sonra hata yapmaya başladığını öğrenip buradan ders çıkartırsın. İkincisi eski oyunları okuyabilirsin. Ki bu çok önemli bir kaynaktır. Büyükustaların oyunlarını takip ederek oyununu bir üst seviyeye çıkartabilirsin.
Tabi bunları yaparken hepsinden önemlisi istikrarlı ve sabırlı ol. Her gün akşam bir saat satranç oynamaya ya da bu konuda çalışmaya vakit ayırabilirsin. Bu matematik dersi gibi bir şey. Öğrenilmiş çaresizlik var içinde. En başından ön kabul zaten anlaşılmayacağı, zor olacağı üzerine. Halbuki o kadar da ulaşılmaz bir yetenek olduğunu kabul etsen biraz kulak versen oyuna göreceksin ki çorap söküğü gibi gelecek galibiyetler. Ve emin ol bir satranç müsabakasından galip ayrılmanın verdiği haz inanılmazdır. Gerçi güzel bir malubiyetin de tadı başka.

Al bak ilk aramada karşıma çıkan satranç kitaplarının olduğu site: http://market.satrancokulu.com/satranc-kitaplari . Senin için ben Googleladım. Bak buraya kafana yatan kaynak kitaplarla başla. İnternetten de yine benzer kaynaklara ulaşabilirsin. Yeter ki niyet, sabır.
Söylemek istediğin, eklemem gerektiğini düşündüğün bir şeyler varsa yapacağın şey çok basit. İki biyometrik vesikalık, bir adet nüfus cüzdanı fotokopisi, bir adet ikametgah belgesi ile birlikte geliyorsun biz seni sıraya alıyoruz. Cevabımız 14 gün içinde çıkıyor. Ben o kadar bekleyemem diyorsan yorum atabilir, Facebook ya da Twitter üzerinden yazabilirsin. Bu yazıyı paylaşabilir, Facebook sayfasını takip edebilir ve beni mutlu edebilirsin. “Bana ne birader senin mutluluğundan” dersen canın sağ olabilir.
[mailerlite_form form_id=8]