Kolay mı canısı karlı havada derli toplu durmak? Bunun soğuğu var, çamuru var, ne zaman üstüne su sıçratacağını bilmediğin yerinden çıkmış yer karoları var, çılgın sürücüleri var. Bırak derli toplu durmayı, iyi görünmeyi, sağ salim bir şekilde A noktasından B noktasına ulaşmak bile bir başarı. Giyinmek de zor iş bu havalarda. Dışarıda üşürsün, toplu taşımada yanarsın, ofiste başına ne gelir belli olmaz, terleyecek misin titreyecek misin karar veremezsin. Hem kıyafetlerinin seni sarmasını, adeta bir yorganın seni yumuş yumuş hissettirmesi gibi sarmasını, istersin hem de düzgün görünmek. Zor iş. Beylik Mevzular’ın hallederizci tavrıyla bu soruna da bir çözüm buluyoruz. Buyursunlar.
Kazak: H&M // Pantolon: Levi’s 511 // Parka: Zara // Termal Tişört: Blackspade // Bere: H&M // Bot: Levi’s // Termos: Stanley One Hand Mug
Bak bu sefer fiyatlarını koymadım. Hatta pantolonu yerel siteden bile koymadım. Gerçi var burada da o pantolondan. Maksat göstermiş olmak, yoksa hep söylediğim gibi, daha uygun daha ucuz bulduğun anda kaçırma hemen al.
Şimdi burada asıl parça aslında termal tişört. 2 sebeple mühim bu parça. Birincisi V yaka olması. V yaka termal tişört demek gömleğinin içine de giyip üşütmeden hayatına devam edebilmek demek. Hatta derin V yakalar var onları da tercih edebilirsin giyeceğin gömleğin yakasına göre. Termal iç giyim kadar güzel bir şey var mı şu hayatta diye sorarım size. Tek bir katmanla çözüyorsun bütün işi. Hele termal altlıklar, aman yarabbim o nasıl bir güzelliktir. Şimdiye kadar hiç giymemiş insanlar “ıyyyy o ne yaa” diyebilir. Onları anlıyor ve onlar için üzülüyorum. Bu keyfi yaşamış olanlar ise şu an şöyleler;

Aklına sadece o yün ve beyaz içlikler gelmesin. Mis gibi siyah termal içlikler var. Jilet gibi kavrıyor seni, pantolon da belli olmuyor, sen de zerre üşümeden tıkır tıkır işine gücüne bakıyorsun. Bir düşün derim. Giydikten sonra bana teşekkür edeceksin.
Bir de şu termosu azıcık öveyim. Her gün çılgınca çay/kahve tüketen insanlar var aranızda. “Kahvemi içmeden ayılamıyorum”culardan beteri kahvesini içmediği için katil olmaktan çekinmeyecek insanlar tanıyorum; misal ben. Her gün dışarıdan kahve almak da masraflı iş. Evde de yapıyorum kahvemi, o zaman niye götürmüyorum ki yanımda dedim. Sonra termos aramaya başladım. Bütün termoslar arasında bu canısı Stanley öyle bir parladı, öyle bir gel bana dedi ki kıramadım kendisini. 8 saat sıcak tutmak nedir yahu? Haydi onu geçtim, at çantaya haldır huldur sallansın çantan zerre damlama olmuyor. Ya onu da bırak, diğer termoslar gibi içine koyduğun içeceğin cehennem sıcağı dışarı yansımıyor, ellerin yanmıyor, tutulmaz bir hal almıyor. Sen ne güzel termossun Stanley. Üstelik tek parmağınla çalışan ağızlığı, o vakumlu yapısı… Kıyamazsın içmelere. Akıllı yatırım dediğin budur arkadaş. 1 sene önce aldım kendisini, takır takır çalışıyor hala. Parçasına bir şey olsa, parçasını da bulabildiğim bir dağıtımı var Stanley’nin. Termos gibi termos. Çay kahve masrafımı da yarıya indirdiği gerçeğini unutmamak gerek.
Varsa ekleyeceğin çıkartacağın at yoruma bakalım duruma. Facebook ve Twitter‘ı biliyorsun zaten artık.
[mailerlite_form form_id=8]