Dışarı çıkmak eğlenceli iş azizim, ancak artık evde takılmak yeni dışarı çıkmak. Bugün sizlerle nasıl iyi bir “ev sahibi” oluruz, bize misafirliğe gelen şanslı insanları nasıl evlerine yüzlerinde gülücüklerle yollarız ve bütün bunları yaparken nasıl zıvanadan çıkmayız mevzularına giriyoruz. Hazırsanız başlayalım;

Bu Ne Böyle Her Yer Her Yerde?
Evin, senin krallığın gibidir. Krallığını ziyaret edecek olan düşeslerin ve düklerin yolda at gübresine basmasını istemezsin değil mi? O yüzden dip köşe bucak bir temizliğe gir. İnan benim için de zor bir mevzu bu, hatta yapmaktan en az zevk aldığım iş diyebilirim. O yüzden ben genelde bu işi işinin ehli insanlara bırakıyorum. Temizlikyolda.com’a girip sen de bir sonraki temizlik yapman gerektiği gün kahveni içip ayaklarını uzatırken bana teşekkür edebilirsin. “Bu odaya nasıl olsa kimse girmez, burayı temizlemesem de olur” dediğini duyar gibiyim, SAKIN. Yok eğer diyorsan ki aslında ben temizlerim de nasıl yapacağımı bilemiyorum o işi, o zaman sana rehber gibi rehber verelim, evde temizliğini kendin yap.
Esneme, Esneme, Esneme
Kapat evladım ağzını, o esneme o esneme değil. İyi bir ev sahibi olmanın ilk kurallarından biri her ne kadar saatler, etkinlikler ve benzeri hususlar hakkında spesifik olsan da misafirlerinin böyle bir Alman disiplinine sahip olmak zorunda olmadığını kabul etmek ve senin planlarını esneteceklerini öngörmektir. Peki bu zehrin panzehiri nedir? Ateşe ateşle karşılık vermek. Genelde böyle planlarda hazırlanma, trafik, uzaylı istilası ya da park yeri bulamama gibi muhtelif sebeplerden ötürü en az bir 30 dakika gecikme olur. Çözüm? Tüm planınızı bu gecikmeyi de hesaba katarak yapmak. 8’de mi toplanılacak, 9’da mı yemeğe oturulacak? 7.30 ve 8.30 olarak söyleyin, nasıl olsa birisi mutlaka geç gelmeyi başaracaktır.
Kısa not: Özellikle davet vb. etkinliklerde “fashionably late” diye adlandırdığımız, Türkçe karşığı “Evladım lapin gibi saatinde gitme, bir 10-15 dakika sonra git, mekandaki ilk kişi olma” adlı bir kural vardır ama bu kural ev partilerinde geçerli değildir. Gelgelelim, oldu ya bir ya da birkaç misafir gereğinden fazla geç kaldı. Asla surat asmayın ve geç kaldıklarını belirtmeyin. Eğer zaten sizin gibi haza bir beyefendinin arkadaş çevresine dahil kişilerden bahsediyorsak onlar da geciktikleri için mahçupturlar. Ateşe benzinle koşmanın alemi yok, gülüp geçin.
Kitle Seçim Kılavuzu
Bu, inan bana herkesin hata yaptığı nokta. Şimdi kadim bir sır gibi dededen oğula, oğuldan toruna aktarılan bu bilgiyi ben de sana veriyorum: Konuşamayacak, etkileşime geçemeyecek insanları aynı ortama sokma. Bunun çok ince bir ayarı var; parti listeni gözünün önüne getirdiğinde en alakasız iki kişinin baş başa kaldığında “Ee sen Okan’ı nereden tanıyorsun?” dışında bir konuda konuşup konuşamayacağını tart. Konuşabiliyorlarsa, sorun yok. Konuşamıyorlarsa, bu partinin hızını düşürebilecek bir tehlikeye dönüşebilir.
KSK 2: Ev sahibi olarak herkesi kapıda karşılamak, tanışmayan kişileri birbirleriyle tanıştırmak ve kaynaşmalarını sağlamak da elbette senin görevin. Ben yemeğe bakayım, siz de içerde kız istemede gibi gergin gergin oturun diyen ev sahipleri…cehennemde sizin gibiler için özel bir yer var.
Yeme İçme Hususu
Şimdi, burada benim biraz Naziliğim devreye giriyor. Franchise zincirlerinin birinden söylenmiş pizzalı bir ev partisi benim için fazla üniversiteli işi. Bence, iyi bir ev partisi aynı zamanda ev sahibinin mutfaktaki yeteneklerini de gösterebilmesi için iyi bir fırsattır. Mutfakta yeteneğiniz yok mu? Yok öyle bir şey. Tek tencerede pişen yemekler (rosto vb) sizi düzlüğe çıkartacaktır. Tek tencere yemekleri gerek kolay olmaları, gerek az bulaşık çıkartmaları, gerekse rustik yapılarıyla herkesi rahat hissettirmek açısından bu tarz etkinliklerin en garanti seçimidir.
Yapımı kolay, hatta tercihen 2-3 gün bekledikçe daha da güzelleşen yemeklerden oluşan bir mönü seçin. Böylece hem lezzet hem de zaman yönetimi açısından kazanırsınız. Sonuçta konuklarınızı karşıladığınız en janti kıyafetinize domates sosu dökülmesini istemeyiz değil mi?
Yemek demişken; ana yemek öncesinde salonun ortasındaki masada birkaç kanepe, yemek öncesi birkaç iştah açıcı içecek de her zaman hoş karşılanır. İçecek konusunda da alternatifleri bol tutmakta fayda var; iyi bir şişe kırmızı ve beyaz şarap, yeteri kadar ve tercihen farklı türlerde bira ve birkaç çeşit gazlı içecek bulundurmak mutfak bütçenize o akşamlığına biraz darbe vurabilir ama kazanacağınız beylik puanlar ile arayı kapatacaksınız, bana güvenebilirsiniz.
O Çeneler Çalışmaya Başlasın
Yemekler yenildi, içkiler içildi ve tekrar kanepelere geçildi. Şimdi sıra neye geldi? LÜTFEN BURADA TELEVİZYON AÇMA GAFLETİNE DÜŞMEYİN. Tekrarlıyorum…TELEVİZYON AÇILMAYACAK. Televizyon? Açılmayacak evet.
Son bir kez daha tekrarlayalım; Televizyon açmak yok.
Televizyon kadar muhabbet öldürücü başka bir şey düşünemiyorum. Evime gelen misafirlerim neden 80-90 dakika boyunca ünlü mü gönüllü mü olduğunu anlamadığım adam ve kadınların kumda birbirleriyle küfürleşmesini izlesin? Vakit, çene çalma vaktidir. Etkileşimi yüksek, insanların ilgisini çekecek konuları Gambit gibi konuklarının üstüne üstüne atıyorsun brocum. Böylece hem o kadar yakın olmayan konukların birbirleriyle kaynaşıyor hem de sana yemek sonrası içecekleri hazırlamak için fırsat doğuyor.
Yemek sonrası içecekler demişken; burada elbette çay ve kahve fiks ama ben sana ev partini bir sonraki seviyeye çıkartacak bölüm sonu canavarını söyleyeyim: Amaro. Alkol oranı %16 ile %40 arasında değişen, özel olarak yemek sonrası sindirimi kolaylaştırsın diye içilen Sicilya kökenli bir içki türü. Likör değil, ama çok yakın. Uzaktan kuzeni gibi düşün. Güzel ince bardaklarda servis ettin mi bunu, bir hafta ne kadar iyi bir ev sahibi olduğunu konuşmazsa insanlar ben de bu siteyi kaparım arkadaş (Konuk yazarlığın sınırlarını zorluyordu).

Bütün bu hengame bittikten sonra; konukların yavaş yavaş esnemeye, “eh, hadi artık biz kalkalım”lara başlayacaktır. Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, misafirliğin de bir sonu var. Ama sonu olmayan başka bir şey var bak istersen? Facebook, Instagram ve Twitter‘a yapacağın takibin sonu yok, yorumlar da Ayder yaylası gibi, istediğin gibi at koştur. Okan sen haksızsın ve sana laflar hazırladım dersen, ne yapacağını zaten biliyorsun.
[mailerlite_form form_id=8]