Erkekler nasıl daha iyi giyinir konusunu parça parça işliyoruz burada malum. Fakat asıl mevzu, erkeklerin neden iyi giyinmesi gerektiği. Zira nedeni çözemezsek, özensiz giyinmeye devam eden erkekler olmaya devam edecek sokakta. Yine bir iyi polis – kötü polis yapıyoruz brocum. Ben şimdi sana ihtiyaç duyacağın metni sağlayacağım, sen de bu yazıyı ihtiyaç sahibi arkadaşınla paylaşacaksın. Böylece sen kötü olmamış olacaksın, arkadaşın da belki daha iyi giyinmek için bir sebep bulacak kendine. Dünyaya hep birlikte bir iyilik yapmış olacağız günün sonunda.
Sözsüz İletişim
Tek bir neden yazıp kapatmam gerekseydi bu olurdu. Sözsüz iletişim, bütün iletişimimizin 2/3’ünü oluşturuyor. Birisiyle karşılaştığımızda daha ağzımızı açmadan karşıdaki kişi hakkımızda belirli yargılara varmış oluyor çoktan. Sonrası işin kreması. Sözsüz iletişim elbette birçok parçadan oluşuyor ancak bunların bir tanesi de görünüşün.
Giyimini senin arkandan iş çeviren bir arkadaşın olarak düşün. Sen daha ortamda yokken, daha kendini anlatamazken o senin yerine insanlara bir şeyler söylüyor. Eğer senin istediğin şeyleri söylemiyorsa, sonrasında kendini anlatmak için daha da çok çalışman gerekecek demektir, eğer fırsat bulabilirsen tabi. Bu topa girmek istiyor musun gerçekten? Rahatlıkla kontrol altına alabileceğin bir durumu kontrolünün dışında bırakmak istiyor musun?

İyi Giyinmek “Başarı” Sembolüdür
Bir yerde beyaz önlük giymiş birisini gördüğün zaman onun hekim olduğunu düşünürsün. Ya da pilot üniformalı birisini gördüğünde onun eğitimini sorgulamak aklının ucundan geçmez. Pilot olduğunu kabul edersin. Ya da botları çamur içinde, pantolonu kirli birisini görürsen onun inşaat işçisi olduğunu düşünürsün.
Bunların arasında sen de kendini istediğin gibi gösterme şansına sahipsin. Eğer kir pas içinde, rengi atmış bir siyah tişört, altına üstünden yağdan katman olmuş bir kot pantolonla sokağa çıkacaksan, kıyafetinin başarısı ile yargılanacağını bil. Bana hiç “aaabieee ben bunları aştım, çok ötesindeyim ya, bu giyim miyim takılmayın bu kadar” geyiği yapacaksan hiç yorma kendini. Gerçekten “aştığın” zaman zaten kimse senin ne giydiğinle ilgilenmeyecek de önce bir Steve Jobs falan olman lazım. O zamana kadar, sorry bro, kendini nasıl gösterirsen seni öyle yargılarız. Toplum ve insan böyle çalışıyor.
Özen Göster, Nezaket Bul
İyi giyinmek kendine ve çevrene gösterdiğin özenin bir yansımasıdır. Bunu yaptığın takdirde, çevren de sana benzer bir özenle yaklaşacaktır. Zaten sabahtan akşama kadar onlarca saçmalıkla uğraşıyoruz. Sokakta, toplu taşımada bir ton yerde canımızı sıkacak durumlar karşımıza çıkıyor. Bunları minimize etmenin en kolay yolu da giyimden geçiyor.
Sen iyi giyindiğin zaman başına gelebilecek rastgele karşılaşmalarda insanlar sana daha nazik yaklaşacaklardır. Dolayısıyla derdin bir nebze azalacaktır. Sırf bunun için bile kravat takmaya değer.
İyi Giyinerek, Olduğundan Da İyi Gözükürsün
İyi görünmek çoğumuzun istediği bir şeydir. İyi görünmek için yapabileceğimiz onlarca şey var elbette. Bunlardan bir tanesi de iyi giyinmek. Ceket gibi parçalar ile daha geniş omuzlu görünebilirsin. Ya da bol bir tişört yerine doğru bir gömlek ile daha orantılı görünebilirsin. Daha uzun, daha kaslı, daha orantılı gözükmek için kıyafetlerden biraz yardım almanın kimseye zararı olmaz.
Birkaç zaman önce bir özel dikim takım elbiseler yapan bir terzinin belgeselini izliyordum. Orada adam yapabileceklerinin sınırının olmadığını gösterirken bir kolu diğerinden kısa olan bir müşterisi için diktiği takımın sonunda iki kolu da eşit gibi gösterebildiğini anlatıyordu. Vay arkadaş.
Tabi iyi görünmenin ve kendini iyi görmenin yan etkisi de bundan daha fazla isteyecek olman. Bu sebeple de kendine iyi bakmaya başlayacaksın. İyiliğe giden bir kısır döngü bu. İyi göründükçe iyi giyinecek, iyi giyindikçe iyi görüneceksin ve bu böyle devam edecek. Fena bir bağımlılık sayılmaz.
Giyimin Güç Oyunu Olduğunu Unutma
İşte unutulmaması gereken asıl mesele bu. Giyim, erkekler için her zaman bir güç oyunuydu. Ekonomik sınıfı, rütbeyi, meslek grubunu anlatır kıyafetler bizim için. Eskiden daha net olan bu ayrımlar günümüzde tekstil sanayisinin gelişmesiyle birlikte daha az belirgin bir hale geldi. Bunu kendi avantajımıza kullanabiliriz biz de.
Üst mevkiden birisinde bir şey istediğin zaman eğer kendini baştan kaybetmiş biri gibi gösterirsen ondan hiçbir şey alamazsın. Karşısında dişe dokunur bir rakip, bir iş arkadaşı gibi durabilirsen o zaman kazanma şansın artacaktır. Ya da senaryoyu değiştirelim. İyi giyimli birisi olarak “ne yaptığını bilen insan” görüntüsü vereceksin. Dolayısıyla sözünü geçirmen çok daha kolay olacaktır. İnsanları istediğin yöne doğru götürmek istiyorsan onların karşısında bir lider gibi görünmen gerekecektir. Doğru zırhı, doğru zamanda giyen birisi olarak gezeceksin. Ne yazık ki işin özü bu. Ben de isterdim bunlara itibar etmeyen canlılar olalım ama madem pozisyon bu şekilde, ağlanıp sızlanmaktansa durumu anlayıp ona göre hareket etmekten başka çaremiz yok.

Bu nedenlerden sonra artık hala özensiz giyinmekte ısrarcıysan senin bileceğin iş. Nelerle karşılaşacağını söylüyorum bak sana. Ben de zamanında on beden büyük pantolonlarla geziyordum sokakta. O zamanlar da neler düşündüğümü biliyorum. Kazançlı bir yol değil orası. Sistemin nasıl işlediğini bilip de buna beyhude bir karşı duruş getirmenin hiçbir anlamı yok. Senin eklemek, çıkartmak istediğin bir şey olursa, yorum atabilir, Facebook ve Instagram üzerinden ulaşabilirsin.
[mailerlite_form form_id=8]