Gün içerisinde akıl sağlığını bir iki defa tehlikeye atmadan yaşamak pek mümkün değil. Hele şehir hayatıydı, trafikti, işti, güçtü derken öfke de adeta etinin bir parçası gibi bir hal alıyor.

İyi de arkadaş sürekli bu öfkeyle yaşanmaz. Bir günden bir güne hayrını gördün mü öfkeli olmanın? Görmedin. Sürekli atarlı giderli olmanın da bir faydası yok. Ne ilişkinden bir şey anlarsın bu kadar öfkeyle, ne işinden, ne gezmenden tozmandan. Ayrıca şöyle düşün, öfkeli kalacağın vakti başka şeylere harcasaydın hayat bayram olurdu. Bu arada öfke hissetmekte bir sakınca yok, gayet sağlıklı bir duygu kendileri. Sorun bu öfkeyi nasıl yönettiğin, ya da aslında nasıl yönetemediğin.
Kolay iş değil öfkeyi zincirlemek ama bir iki ufak tefek madde var elimde onlarla biraz daha rahatlıyor yönetim işi. Buyursunlar;
Sıkıntılı Durumlardan Kaçın
Basit. Bile bile sinirleneceğin, gerileceğin, öfkeleneceğin pozisyonlara kendini niye sokuyorsun? Her seferinde aynı şeyi yapıp günün sonunda burnundan soluyorsan anlamı yok. Tabii ki her zaman işe yarayacak şey değil bu ama yapabildiğin her an kaçınmakta fayda var. Yok eğer kaçınman imkansız ise bu durumlardan, diyelim ki iş yerinde ya da okulda falan deliriyorsun ve değiştirmenin imkanı yok şu anda hiçbir şeyi; o zaman başka çözümler için devam ediyoruz.

Sağlam Kafa – Sağlam Vücut İkilisi
Şimdi bu ikisini ben de yapmıyorum ama senin daha dirayetli olduğunu düşündüğüm için sana söylüyorum. Düzenli egzersiz ve güzel bir gece uykusu kafanı tertemiz yapar, kan basıncını düşürür, içini ferahlatır, gönlüne bir pencere açar. Ne sinir kalır ne stres. İhtimal o ki kötü besleniyorsun, bir de üstüne kötü kötü alışkanlıkların vardır senin (çünkü benim hiç yok), bir de üstüne az uyku, bir de üstüne sporsuzluk, oldu mu sana bünye davul gibi? Olur tabi, şişersin. Sonra da patlayacak yer ararsın. Arama, onun yerine akşam bir melisa çayı yap onu iç, sonra gelsin uyku. Oh sakinlik.

Sıkıntılı Durumları Önceden Planla
Durumdan kaçamadın, bir de üstüne uykusuzsun, hiç olmazsa önceden bir plan yapabilirsin. Öfkeli olmanın en kötü yanı kontrolü kaybedip hiçbir sorunu çözememektir. İstemediğin bir konuşma mı yapacaksın birisiyle, bulunmak istemediğin bir ortama mı gireceksin, önceden gözünde canlandır olacakları. Ne konuşmak istediğini, ne söylemek istediğini sakin kafayla bir not et kenara. Baktın şalterler atmak üzere notlarına bakıp konuşmak istediklerine odaklanıp çözüme ilerleyebilirsin. Eğer karşılaşacağın durumlara önceden hazırlıklıysan sıkıntı anında elinin altında çözümün var demektir. (Ayrıca hazırlıklıysa Batman alır)

Öfke Döngüsü Başlıyor
Şimdi bu üstte saydıklarımızın hiçbirini yapamadın ya da yaptın ama yine de öfkelendin. Şimdi bir iki adım geriye gidip bazı sinyalleri görelim. Öfke dediğin şey atan sigorta gibi değil ki “çat” diye Dalai Lama’dan Hulk’a dönüşesin. Adım adım gelir o duygu. Sen tam farkına varmadan başlar ve yavaş yavaş yayılır tüm vücuduna. İlk başladığında sakin olduğunu sanırsın ama aslında fünyesi yanan bir dinamit gibi yerinde bekliyorsundur sadece. Eğer kendi vücudunu dinlersen o sana ne zaman öfkelenmeye başladığını söyleyecektir. Yumruklarını sıkmaya başlamış olabilirsin, ağzın kurumuş olabilir, daha sık nefes alıyor olabilirsin, bir bak yani senin olayın nedir sinirlendiğin zaman. O geldiğinde yapman gereken şey masayı devirmek değil, başka şeyler.

Mola ve Sakinleşme Tekniklerini Kullan
Baktın ipin ucu kaçtı birazdan ortalık karışacak hemen ne yapıyorsun? Bulunduğun ortamı terk ediyorsun. Çık dışarı bir hava al. Derin derin nefes alarak vücudunu ve zihnini sakinleştirmeye çalış. Şu an artık sakin olmaktan daha önemli bir şey yok. Kavga çıkmadan, ortalık alevlenmeden sakince izin isteyip uzaklaş ortamdan ve biraz sürenin geçmesine müsaade et. Sen de sakinleş, içerisi de sakinleşsin. İlla tekrar aynı ortama girmek durumundaysan eğer bu sefer öfkenin sınırında olduğunu bilerek ve kendine sürekli sakin kalman gerektiğini hatırlatarak hareket et. Eğer mevzu bahis ortam alkol barındırıyorsa en akıllıcası hemen içki alımını kesmektir. Şu anda kontrolsüzlüğüne kontrolsüzlük ekleyecek bir şey istemiyoruz zira.

Anlat Derdini
Sakinleştikten sonra derdini makul bir şekilde anlatmanın yollarını ara. Burada sakince gidip senin canını sıkan konuları anlatırsan işin içinden çıkmanız çok daha kolay olacaktır. Derdini anlatırken karşındakini suçlama. Sen onu suçlarsan o kendini savunur derken bir bakmışsın yine aynı kavgadayız. Derdini anlatıp çözüm yollarını bulmaya çalış. Karşındaki de senin sakinliğinle birlikte sakinleşecektir. Kimi zaman bu süre biraz uzayabilir ama sakin bir insanın karşısında bağırarak hayata devam etmek gerçekten çok güç olacak onlar için. Suçlamadığın gibi olayları olduğundan çok büyütme. Birkaç defa yapılan olayı sanki yıllardır her gün yapılıyormuş gibi anlatırsan ne olur? İşin tadı kaçar. Kaçırma. Şu anda gerçeklere ihtiyacımız var canım kardeşim. Ne oldu, senin canını sıktı, buradan nasıl çıkabiliriz sorularına yanıt almak istiyoruz. Aynı zamanda karşı tarafında kendini anlatmasını istiyoruz. Orta noktayı bulmak ve sakinleşmek istiyoruz.

Kinlenme Çocuğum, Hırslanma Evladım
Olay yatıştı geçti gitti. Ya da hiç olay olmadı sürekli damarına basılıyor ama sen ses etmiyorsun. Sen eğer derdini anlatmazsan kim nereden bilsin senin derdini. Ne ala memleket, hem olan bitene gık deme hem içine atıp kafanda kur, hem de sonra son dakikada gelip zart diye kriz yarat. Yok ya! Sakin ol, içine atma, kin gütme kimseye. Durduk yere bilenirsin insanlara karşı böyle böyle. Sakince git anlat derdini rahatsız olduğun konularda. Hayır, en kötü ne olabilir sen derdini anlattığın zaman bir insana? Kavga etmekten daha iyi değil mi sorunu anında çözmek? Değilse değil de.

Bunları yaptın olmadıysa hala bir öfke sorunun varsa belki profesyonel yardım almanın faydası olabilir. Belki de arkadaşlarına, çevrendekilere böyle bir sorunun olduğundan bahsederek onların sana yardımcı olmalarını sağlayabilirsin.
Ya da belki artık daha sakin bir insansındır. O zaman gel buraya,

Senin eklemek istediğin bir şey varsa onları da söylersen konuşalım üzerinde.
[mailerlite_form form_id=8]