Müzmin bir uykucuyumdur ve senelerdir bundan dolayı çok fırça yemişimdir. Neymiş efendim niye öğlene kadar uyuyormuşum tatil günümde, yok efendim afyonum ne kadar geç patlıyormuş, sabahları şapşal oluyormuşum falan. Ben size diyor muyum geceleri siz niye sarsak sarsak ortalarda geziyorsunuz diye? Demiyorum. Fakat ne yazık ki dün dünya kendini gündüze ayarladığı için mecburen buna uymak gerekiyor. Ben de mücadele etmeyi bir tarafa bırakıp kendimi iflah olmaz bir gündüz insanı olmaya adadım. Şimdilik hiç fena gitmiyor. Hani olur da sabah erken kalkmak istiyorsan sen de dene bunları.
Gündüz İnsanı Olunur mu Yoksa Doğulur mu?
Şimdi asıl mesele burada düğümleniyor. Bütün gece ayakta kalan gece kuşları keyfine mi bunu yapıyor yoksa genetik faktörler mi etkiliyor bu işi? Ya da o sabahın köründe hop diye uyanan iflah olmaz dünya aşıkları buna karşı gelmek isteseler gelebilir mi yoksa mümkün değil mi böyle bir şey? Beylik Mevzular sizin için araştırdı, soruşturdu! İşte o cevaplar!
Bro kronotip (chronotype) diye bir şey varmış ortada. Detaylarda seni boğmak gibi bir niyetim yok. Kısaca anlatmak gerekirse kronotip senin bedenin tercih ettiği uyku ve aktiflik aralığı diyebiliriz. Hani bir sirkadyan ritm denilen bir nane var ya. Senin iç saatin o. Vücudunun içinde hormonlarından aktivitilerine kadar her şey bu ritme göre çılgın atıyor. Kronotip de işte bunlardan çıkan sonuç. Buna göre gerçekten de üç tip insan mevcut. Gündüz İnsanları, Normaller, Gece Kuşları.
Burada ben de çok isterdim, “hah tamam abi araştırmayı yapmış adamlar gece kuşuymuşum ben işte, darlamayın beni” demeyi. Ancak ne yazık ki iki taraftaki ekstremler sadece toplamın %30’unu oluşturuyor. Geri kalanların çoğu da normaller kategorisine giriyor. Ne yazık ki kendimi gece kuşuyum diye avutmak istesem de ben de paşalar gibi normal çıktım bu araştırmanın testine göre. Sen de kronotipini öğrenmek istiyorsan buradan testi tamamlayabilirsin.
Çoğunluğumuzun normaller kategorisinde olduğu düşünülürse dünyada, demek ki geç yatan birisinden, erken kalkan birisine dönüşmek mümkün. Bunun için de yapılan deneylerden biri yapay ışığın olmadığı, sadece gün ışığına bağlı şekilde yaşanacak şekilde bir kamp yaptırılmış insanlara. Bir hafta sonrasında da millet paşalar gibi sabah erken kalkıp, akşam da hava kararmasıyla birlikte yataklara geçmiş. Herkes mutlu, herkes mesut.
Sonuç: Evet gündüz insanı olmamız mümkün. Sorry guys.
Temiz Bir Uyku
Gündüz insanı olmanın en temel şartı geceleri temiz bir uyku çekip dinlenmiş olarak kalkmak. Zaten uyku kalitesini artırmak başlı başına bir iş. Öte yandan başarabilirsen meyvelerini çok hızlı alabiliyorsun. Linkini verdim ama kısa kısa aşağıda da maddeler halinde vereyim. İstersen uzun yazıyı okursun sonra.
- Mavi ışıktan uzak dur. Bütün bu ekranlardan gelen yapay mavi ışık senin iç dengeni allak bullak ediyor. Dolayısıyla beynin gece olduğunu anlamıyor. Anlamayınca hormonları basmıyor. Basmayınca ne oluyor? İyi bildin uykun kaçıyor. Sonra yatakta dönüp duruyorsun. Çözümü de uzun yazıda mevcut.
- Serinlik mühim. Vücut ısın uykudayken düşer. “Uyuyan insanın üstüne kar yağar” derlerdi. Boşa değil. Bu serinleme sayesinde de mis gibi uyursun. Odanın serin olması uyku sürecini rahatlatır. Sanılanın aksine de sıcak bir duş kaslarını rahatlatır ama uykuya geçmeni zorlaştırır. Olaylara gel.
- Kafein yok, yerine bitki çayı var. Bedeni zorlama, yardımcı ol ona. Akşam saatlerinde kahve içme. Onun yerine seni uykuya daha hızlı götürecek bitki çaylarını dene. Fakat bitki çaylarını da temkinli dene. Çok güçlü şeyler bunlar, kontrol altında olmadan olmaz. Dikkatli dikkatli.

Otopilot Hazırlıkları
7 – 8 saat uyumuşsun, açsın, susamışsın, tuvalete gitmen lazım, hazırlanman lazım, zaten kafan yarım yangalak çalışıyor, bir de bu anda karar vermelerle iş yapmalar mı uğraşacaksın? Deli olma kuzum tabii ki hayır. Sabah kalktığın gibi otopilota bağlayıp evden çıkana kadar hiçbir şey düşünmeyebilirsin. Bak şimdi nasıl olacak anlatacağım.
Kahvaltının %60’ını Hazırla
Bizim şimdiye kadar verdiğimiz en güzel kararlardan bir tanesi evde eşimle kahvaltı etmeye başlamaktı. Fakat şimdiye kadar haldır huldur evden çıktığımız için bunu yapamıyorduk. En sonunda biz bu oyunu bozarız dedik ve bozduk.
Kahvaltı hazırlamak sabahları uzun iş. Dolayısıyla derdini tasasını geceden çözmemiz gerekiyor kahvaltının. Akşam yatmadan masaya tabakları, çatal ve bıçakları koyuyorum. Mis gibi. Kahve makinesinin içine suyunu kahvesini koyuyorum. (Kahve geekleri gelip atar yapmasın lütfen, sabahın o saatinde çekirdek çekip, Chemex’imde demleyemem.) O da mis. Kahve makinesinin önüne de bardaklarımızı ve termosumu koyuyorum ki onunla da uğraşmayalım. Sonra dolap kontrol. Sabah hiçbir şeyi dilimlemekle, kaba koymakla uğraşmamak lazım, domates falan hariç. Dilimleme işlerini de haftada bir yapıyoruz zaten. Eksik gedik varsa onları tamamlıyoruz. Sonra yatak.
Sabah kalkınca ne oluyor? Kahve bir tık uzağında, kahvaltı masası kurulu, yemekler dolaptan tık diye masada. İki lokma yemek yeyip, iki dakika konuşuyorsun, koştur koştur çıkmıyorsun evden. Oh valla. Sabah kalkmak için bahanen oluyor.
Çantanı Hazırla
İlkokul öğrencilerine söylerken iyiydi. Şimdi sıra sende. Ne çantan varsa yanında onu geceden hazırla. Sabaha iş bırakma. Çünkü o zaman sabah kalkıp bir de onunla uğraşacaksın. Onunla uğraşmak demek huysuzluk demek, mutsuzluk demek, can sıkıntısı demek, acele etmek demek. İstiyoruz ki biz sabah minimum stresle karşılaş ve dolayısıyla sabahları sev.
Spora mı gideceksin? Süper. Çantayı hazırla koy kapının yanına. İşe giderken yanında kitabın, defterin mi var? Süper onları da itele çantaya, çanta yine kapı yanına. Sabah çıkarken hop koluna sen yoluna. Mis gibi.
Kıyafetlerini Hazırla
Bu konunun üzerinde daha önce çok durdum o yüzden hızlıca geçiyorum. Geceden hangi kıyafeti giyeceğine karar ver. Çıkart dolabından bir bak. Sağında solunda leke var mı? Bir sıkıntı var mı? O kravatla o gömlek uydu mu? Falan. Onları bir çıkart aradan. Sabahın kör şafağında bir de onlarla uğraşma. Her şey geceden hazır olsun sabah otopilottan devam.

Kendini Gazla
Bütün bunların yanında motivasyon şart. Sabah kalkmak için kendini geceden gazla. Kendine tatlı hedefler koy sabaha. “Erken kalkayım da bir iki müzik dinleyeyim evden çıkmadan” falan gibi. Günün sonunda bize bir şey yaptırmanın iki yolu var. İster seve seve, ister nefret ede ede. Eğer kalkmayı sevebilirsek kalkmaya devam edebiliriz.
Sevme sebebin olsun, kahve içmek evde, gazetelere bakabilme fırsatı, müzik dinleme, acele etmeden evden çıkabilme şansı, kedinle biraz daha oynama şansı falan. Bunlar güzel hedefler. Kalkarsan kalkarsın, kalkamazsan da kendine kızmanın lüzumu yok yarın yine denersin. Kendine kızdıkça bu konuda kalkacağın varsa da kalkmazsın. No stres, yes sevgi, yes kalpler, yes erken kalkmak.

Bunların dışında her yerde okuyabileceğin, yok alarmı erteleme, kalkar kalkmaz spor yap, iki yumurtayı çiğ şekilde iç falan gibi yöntemler de var. Ben onların bir hayrını görmedim bunca sene. Bende bu anlattıklarım işe yaradı. Hala tabi ilerleme aşamasındayım, iflah olmaz bir gündüzsever değilim ama niyetim o. Kısmet, bakalım. Senin varsa böyle gizli tekniklerin ve bizimle paylaşmıyorsan ayıp ediyorsun. Hemen yorum at, Instagram, Facebook, Twitter ve Snapchat üzerinden ulaş.
[mailerlite_form form_id=8]